Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, TV 5 canlı yayınına katılarak, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Ali Yalçın, Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanan olaylara ilişkin olarak, “Bu üniversitemizdeki atama yasaya uygun olarak gerçekleştirilmiştir. Buradan yeni bir ‘Gezi’ çıkarma girişimini görüyoruz. ‘Rektör seçimle gelsin’ tarzı bir talep görüyoruz. Ancak geçmişte yapılan atamalar da seçimle değil, az oy olan ismin atanmasıyla gerçekleştiriliyordu. Dolayısıyla geçmişte yapılan atamalara sessiz kalıp, günümüzde yapılan bu atamaya karşı çıkmak samimiyetsizliktir; kaos çıkarmak, ortalığı yakıp yıkmaya çalışmak beyhude bir çırpınmadır” dedi.
Yeni bir anayasaya ihtiyaç var
Yeni anayasa tartışmasıyla ilgili soruya ilişkin ise Yalçın, yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğunu kaydederek, “Biz Memur-Sen olarak, bu konuda nitelikli çalışmalar, araştırmalar yaptık, Türkiye Anayasa Platformu gibi büyük bir platformun kuruculuğunu yaptık. Türkiye’de yıllarca darbeci, vesayetçi bir anlayış vardı, ancak bu 15 Temmuz’da son buldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın anayasa hakkında yaptığı çağrıyı olumlu buluyorum. Türkiye’nin sivil, özgürlükçü, temel hak ve özgürlükleri teminat altına alan bir anayasaya ihtiyacı var. Biz de bu konuda gereken desteği vereceğiz. Türkiye artık darbe anayasasını bir kenara atmalıdır” şeklinde konuştu.
Sözleşmelilik konusu sürdürülebilir bir istihdam biçimi değildir
Kamuda istihdam biçiminin çok fazla çeşitlendiğini ve bu çeşitliliğin artık yönetilemeyecek bir duruma geldiğini vurgulayan Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ne yazık ki insanlar da bu durumdan dolayı huzursuz. Aynı yerde çalışan personel birbirinden farklı özlük haklara sahiptir. Bu, çalışma barışını da zedeleyen, sıkıntı verici bir durumdur. Sözleşmelilik konusu sürdürülebilir bir istihdam biçimi değildir. Bu konuda artık ciddi bir adım atmak gerekiyor. Bu konu kesinlikle ötelenmemeli. 31 Mart’tan sonra belediyelerde yaşanan emekçi kıyımı da bu konudaki haklı talebimizi bir kez daha ortaya çıkarmıştır. Ne yazık ki o dönem emekçilerin kaderi bir kişinin iki dudak arasına bırakılmıştı. Tekrar çağrıda bulunuyorum, gelin bu konuyu çözelim, kamu görevlilerini huzura kavuşturalım.”
Ali Yalçın, kamuda görevli üniversite mezunu işçilerin statülerinin değiştirilerek memurluğa geçme beklentilerine ilişkin soruyu ise şöyle cevapladı: “Biz bu konuda bir çalışma yapılması gerektiğine dair görüş beyan ettik. Ancak konu hâlâ görüşülmeyi bekliyor. Bu, çok haklı bir taleptir. Bu çalışanlarımız memur işi yapıyorlar ve memurluk hakları. Biz bunu toplu sözleşmeye götürdük, ancak ne yazık ki hâlâ çalışılmayı bekliyor.”
Ücretli öğretmenlik kaldırılmalıdır
Ücretli öğretmenliğin kamunun ucuz işçiliği olduğunu ifade eden Yalçın, “Bu öğretmenlerimiz atama bekliyor ve ucuz işçilik yapıyorlar. Öğretmenin ücretlisi olmaz, öğretmen öğretmendir ve öğretmenin ataması yapılır. Bu arkadaşlarımız için yeterli kontenjan üretilmeli ve ‘ücretli öğretmen’ statüsü diye bir statü kalmamalıdır. Bu konu geçici çözümlerle geçiştirilemeyecek kadar önemlidir. Bu uygulama tamamen kaldırılmalıdır” diye konuştu.
“Memur-Sen olarak 5. Dönem Toplu Sözleşmesi’nde sunduğumuz teklifler kabul edilmiş olsaydı şu an bu tartışmalar yaşanmıyor olacaktı” diyen Yalçın, “Biz masada, 2020 yılı için 8+7, 2021 için 6+6 şeklinde bir teklif sunmuştuk. Ancak ne yazık ki, masadan uzlaşma çıkmadı. Çünkü bize sunulan teklif tahmin üzerinden sunuldu. Ancak Türkiye’de son 10 yılda hiçbir enflasyon tahmininin tutmadığını gördük. Biz bu ezberi bildiğimiz için, beklentileri karşılamayan teklifi reddettik. Geldiğimiz noktada da tekliflerimizin doğruluğu ve hakkaniyetliliği bir kez daha ortaya çıkmış oldu” ifadelerini kullandı.
Memur-Sen’in sunduğu teklifle Kamu İşveren Heyeti’nin sunduğu teklif arasında bir uçurum olduğunu belirten Yalçın, Memur-Sen olarak bir kez daha haklı çıktıklarını, ancak buna sevinemediklerini söyledi. Yalçın, açıklanan enflasyon rakamlarının ardından kamu görevlilerinin enflasyon farkıyla birlikte alacağı zammın 7,36 olduğunu, ancak bunu bir zam olarak görmediklerini belirtti.
Memurun alım gücü düştü
Gerçek enflasyon ve hedeflenen enflasyon arasındaki makasa dikkat çeken Yalçın, şunları söyledi: “Açıklanan 14,6’lık bir enflasyon söz konusu. Ancak sahada gerçek enflasyonun bu olmadığını biliyoruz. Gıda enflasyonu yüzde 19’u gördü. Vergilere bakıyoruz, 9,21 arttı. Asgari ücret 21,56 oranında artırıldı. Bu rakamlar ışığında görüyoruz ki, gerçek enflasyonun hesaplanması zor değil. Buradan bir çağrıda bulunmak istiyorum. Kamu İşveren Heyeti masada bu gereksiz ısrardan; aynı şeyleri tekrar tekrar masaya getirmekten vazgeçmelidir. Geçen toplu sözleşmede bu yüzden mutabakat sağlayamadık. Bu konuda tepki vererek, iş bırakma eylemi yaparak düşüncelerimizi ifade etmiştik. Görüyoruz ki, doğru bir tepki vermişiz.”
Memur enflasyona ezildi, seyyanen zam yapılmalıdır
Kamu görevlilerinin alım gücünün düştüğünü ifade eden Yalçın, “Enflasyon rakamlarını dikkate aldığımızda, dolar kurundaki dalgalanmaları dikkate aldığımızda görüyoruz ki, kamu görevlilerinin alım gücü düşmüştür. Hükûmete düşen, çeşitli sektörlere yapılan paket uygulaması gibi, kamu görevlilerine yönelik seyyanen zam uygulamasını düşünmek ve bir an önce hayata geçirmektir. En düşük memur maaşına 400 TL’lik bir zam talep ediyoruz, bu talebimiz karşılanmalıdır” dedi.