Genel Başkan Ali Yalçın ve Yönetim Kurulu, şube başkanlarıyla eğitim gündemine ilişkin istişarelerde bulundu, sendikal çalışmaları görüştü.
Eğitim ve eğitim çalışanlarının sorunlarının çözümüne ilişkin önerilerin değerlendirildiği; hak, emek ve özgürlük mücadelesinin kararlılıkla sürdürüleceği vurgulanan 50. Başkanlar Kurulu’nda şu kararlar alındı:
-Anayasa değişikliği konusunda irade ortaya konulmasını, millet iradesinin güçlendirilmesi, hak ve özgürlüklerin genişletilmesi ve güvence altına alınması açısından önemli bir adım olarak görüyoruz. Yeni anayasada 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu yeniden ele alınmalı; standartlar yükseltilmeli, ILO normlarına uyarlanmalı ve evrensel sendikal hakları içerecek şekilde düzenlenmelidir.
-Hukuka ve kanuna uygun rutin bir rektör atamasının, rektörün siyasi tercihi bahane edilerek tartışma konusu yapılmasının asıl amacının, kampüsler üzerinden darbeye zemin hazırlama çabası olduğunun farkındayız. Görüntüsü yerli, zihniyeti yabancı, kaostan beslenen güruhun milletimizin iradesine ket vurma teşebbüsüne her zaman karşı durduk, durmaya da devam edeceğiz.
-Ekonominin makro ve mikro düzey rakamları, enflasyon ve faiz oranları dikkate alındığında, kamu görevlilerinin alım gücünün düştüğü net bir şekilde görülmektedir. Kamu görevlilerinin ücretlerinde oluşan kayıpları ve enflasyona yenilme riskini giderecek mahiyette seyyanen zam yapılmalıdır.
-Salgınla mücadele çerçevesinde yüz yüze eğitime ara verilmesi, öğrencilerde öğrenme güçlüklerine, öğrenme kayıplarına ve okul terklerine sebep olmaktadır. Bu olumsuzlukların daha da artmaması için ikinci yarıyılda yüz yüze eğitime geçilmesi konusunda kararlı bir irade ortaya konulmalıdır. Ayrıca, öğrenme kayıplarının telafisi için gerekli planlama şimdiden yapılmalıdır.
-Kamu hizmetinin devlet memurları eliyle yürütülmesinin asıl olduğu gerçeğinden hareketle, bazı kısıtlamalar içeren sözleşmeli öğretmenlik kaldırılmalıdır. Öğretmen açığı, sözleşmeli-ücretli öğretmenlik gibi farklı istihdam türleriyle değil, kadrolu istihdam esas alınarak giderilmelidir.
-Öğretmenlerin beklenti ve taleplerini karşılayacak, görev, yetki, hak ve sorumluluklarını günümüz gerçeklerine göre belirleyecek, meslekî gelişim ve kariyer basamaklarını düzenleyecek, mali haklarını geliştirecek Öğretmenlik Meslek Kanunu artık çıkarılmalıdır.
-3600 ek gösterge 2023 Eğitim Vizyonu’nda yer almasına, Cumhurbaşkanlığı eylem planlarına da dâhil edilmesine rağmen bu konuda beklentiler karşılanmamış, hiçbir somut adım atılmamıştır. 3600 ek gösterge, tüm eğitim çalışanlarını kapsayacak şekilde hayata geçirilmelidir.
-Eğitimcilerin yer değişikliği konusundaki talep ve beklentileri, ‘Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Süreci: Tespitler ve Bir Model Önerisi’ raporumuzdaki gerçekler ve öneriler baz alınarak, adalet ilkesi çerçevesinde karşılanmalıdır.
-Eğitim alanında milletimizin beklentileri doğrultusunda bir reformun yapılamadığı, istikrarı sağlayacak adımların atılamadığı, istenilen başarının bir türlü yakalanamadığı herkesin ifade ettiği bir gerçektir. Manevi değerlerimize daha duyarlı, köklerimizle barışık, bilgiyi erdemle yoğuracak, evrensel normları da kapsayacak bir eğitim reformu için çalışmalar yapılmalıdır.
-Eğitim kurumlarına yönetici atama yönetmeliğinin beklentileri karşılamadığı, bazı müktesep hakları tartışmaya açtığı görülmektedir. Lisansüstü eğitimin göz ardı edilmesi, salt bir sertifika programıyla eğitim kurumu yönetiminin niteliğinin artacağının varsayılması, görevlendirmelerde edinilen bilgi birikimine ve mevcut yöneticilerin görev başında edindikleri kurumsal tecrübeye kulak tıkanması, kurum içi çalışma barışını bozacak, eşit, adil ve objektif bir biçimde adayların erişimine açık olmayan faaliyetlerin puanlamaya tabi tutulması, yönetici görevlendirme yönetmeliğinin sürdürülebilirliğinin olmadığını ortaya koymaktadır.
-Memur, şef ve hizmetli başta olmak üzere, genel idare hizmetleri ve yardımcı hizmetler sınıfı çalışanlarının özlük ve sosyal haklarında iyileştirmeler bir an önce yapılmalıdır. Yardımcı hizmetler sınıfı çalışanları öğrenim durumları, yaptıkları görev ve hizmet süresi itibarıyla genel idare hizmetleri sınıfı kadrolarına herhangi bir sınava tabi tutulmadan geçirilmelidir.
-Sendikamızın talepleri doğrultusunda görevde yükselme sınavının yapılması ve unvan değişikliği sınavlarının gerçekleştirilecek olması, personelin beklenti ve taleplerini karşılamıştır. Ancak Millî Eğitim Bakanlığı’nda görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavları her yıl rutin olarak yapılmalı, eğitim çalışanlarının haklı kariyer beklentilerini karşılayacak yükselme sürecine işlevsellik ve süreklilik kazandırılmalıdır.
-Üniversitelerin özgür düşünceye sahip fertler yetiştiren, bilimsel bilgi üretimi yapan, akademik özgürlüğü, iş ve çalışma güvencesini esas alan kurumlar olma özelliği dikkate alınarak, katılımcı bir yükseköğretim kanunu çıkarılmalıdır.
-Üniversitelerde nitelikli bir öğretimin gerçekleşebilmesinin akademisyen ile öğrencinin fiziksel, sosyal ve bilişsel katılımıyla mümkün olabileceği gerçeğinden hareketle, yüz yüze öğretime geçilmelidir.
-Bilimsel bilgi üreten akademisyenlerin mali ve özlük hakları güçlendirilmeli, daha fazla üretim ve araştırma yapmalarını sağlayacak şekilde çalışma şartları iyileştirilmelidir.
-İş güvencesinin esas alındığı, mevcut 33/a, 50/d gibi geçici çalışma biçimlerinin ortadan kaldırıldığı; özlük haklarını geliştirecek, akademik kariyer hedeflerine ulaşmalarını sağlayacak yeni bir istihdam modeli hayata geçirilmelidir.
-2547 sayılı Kanun’un 13/b-4 maddesinin amacı dışında keyfî kullanılması, üniversitelerin kanayan yaralarından biridir. Bu maddeyle verilen yetkinin ve takdir haklarının sınırlarının çizilmesi ve denetlenmesi zorunludur.
-Üniversite idari personeline de geliştirme ödeneği, döner sermaye katkı payı verilmeli; idari personelin üniversite karar organlarında tecrübesini paylaşacak, fikir ve görüşlerini ifade etmelerini sağlayacak bir düzenleme yapılmalıdır.
-Üniversitelerde görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavları merkezî bir sistemle periyodik olarak yapılmalıdır. İdari personelin atama ve yer değiştirme süreçleri muvafakat engelinden kurtarılarak, belli bir takvim doğrultusunda merkezî olarak gerçekleştirilmesi talebimiz karşılanmalıdır.
-Eğitim-Bir-Sen, tarihinden aldığı misyonla, kamu görevlilerinin kendisine yüklediği sorumlulukla, eğitim çalışanlarının sahadaki güçlü sesi, toplu sözleşme masasında kazanımların adresi olarak hak, emek ve özgürlük mücadelesini kararlılıkla sürdürecektir.