Memur-Sen ve OSTİM Teknik Üniversitesi, “Yeni Bir Güç Birliği Arayışı” başlıklı “Kamu Yönetimi ve Kalkınma Kongresi” düzenledi. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Faik Yavuz, OSTİM Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Yülek ve Mütevelli Heyeti Başkanı Orhan Aydın’ın açılış konuşmalarıyla başlayan kongre iki gün sürdü.
Selçuk: Ekonomik ve sosyal kalkınma insani gelişme ile birlikte daha anlamlı hale geliyor
Video konferans yöntemiyle yapılan ve kalkınmanın üç temel ayağı olan kamu, özel sektör ve akademi arasındaki iş birliğinin bugününün ve yarınının ele alındığı kongrenin açılış oturumunda bir konuşma yapan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, kalkınma yolunda güçlü iş birliğinin önemini gösteren bir kongreyi düzenledikleri için Memur-Sen ve OSTİM Teknik Üniversitesi’ne teşekkür ederek, “Daha güçlü bir Türkiye için daha çok çalışmak, daha çok istihdam yaratmak ve daha çok üretmek gerekmektedir. Ekonomik kalkınmanın tek başına yeterli olmadığını bugün biliyoruz. Ekonomik kalkınma ancak sosyal kalkınma eşlik ederse, insani gelişme onunla entegre bir şekilde büyürse bir anlamı oluyor. BM raporları da bize bunu söylüyor. Ülkemizde de çok yönlü kalkınma perspektifi ile her alanda gelişmişlik seviyemizi 18 yıl boyunca artırdık” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin kalkınma geçmişinde kalkınma planlarının önemli bir yer tuttuğunu belirten Selçuk, “Beşer yıllık dönemleri kapsayan kalkınma planları uygulanıyordu. Bu planların önemi aslında yüzlerce uzman akademisyen birçok sosyal tarafın birikimini birleştiriyor. Bu kongre de bu birikimin birleştiği organizasyonlardan biri olması nedeniyle önemli” dedi.
Kalkınma hedeflerinin konuşulduğu bir dönemde yeni iş arayışları ve istihdam türlerinin de ortaya çıkacağını söyleyen Selçuk, “Bu noktada işin geleceğini de konuşmamız gerekiyor. Kamu yönetiminde de çok önemli bir konu bu. Ülkemiz de teknolojik değişim anlamında en çok etkilenen ve bu dönüşümü hızlı bir şekilde sağlaması gereken ülkelerin başında geliyor. Bu nedenle çocuklarımıza yeni beceriler kazandırarak, onları geleceğe hazırlamak durumundayız” şeklinde konuştu.
Varank: Türkiye’nin kalkınmasında kamu, özel sektör ve akademinin birlikte hareket etmesi önemli rol oynuyor
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Memur-Sen ve OSTİM Teknik Üniversitesi’nin giriştiği bu vizyoner adımın yeni perspektifler kazandıracağına yürekten inandığını ifade ederek, “Türkiye’nin topyekûn kalkınmasında kamu özel sektör ve akademinin birlikte hareket etmesi çok önemli bir rol oynuyor. Bu nedenle kongrenin sonuçlarını dikkatli bir şekilde inceleyeceğiz” diye konuştu.
Kalkınma farklılıklarının gelir ve servet dağılımında ciddi farklar oluşturduğunu kaydeden Varank, dünyada insanların büyük bir kısmının açlık ve yoksullukla mücadele ettiğine dikkat çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “En zenginle en fakir arasındaki gelir makası günden güne açılıyor. Dünyadaki en zengin 26 kişinin serveti dünyadaki nüfusun neredeyse yarısının gelirine eşit. Bu durumun temel nedenlerine baktığımızda; birimin, teknolojinin ve yenilik yapma kabiliyetinin birkaç ülke veya şirketin elinde toplanması; yetişmiş insan kaynağı, güçlü sermaye birikimi ve kurumsal kapasitenin birikmişliği gibi faktörler ilk başta sayabileceğimiz nedenlerdir.”
Kalkınma kavramının çok yönlü olduğunu vurgulayan Varank, kalkınmanın yalnızca ekonomik yönden değil, sosyolojik hatta psikolojik olarak ele alınması gerektiğini dile getirerek, “Bu nedenle, sürdürülebilir kalkınma hedefleri pek çok alanı aynı çatı altında birleştiriyor. Tabi bu geniş perspektif beraberinde kalkınma paydaşlarının çeşitliliğini de getiriyor. Kamu kurumları kadar özel sektör, üniversiteler ve sivil toplum da bu kalkınmanın paydaşları arasında. Paydaşları doğru yönlendirmek kamu otoritesinin iradesindedir. Bu üç yapının ortak çalışması kalkınmanın kalitesini oluşturur” dedi.
Yalçın: Müreffeh bir Türkiye’nin yolu, üçlü iş birliğini güçlendirmekten, kamu görevlilerinin mevcut sorunlarını çözmekten geçiyor
Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Türkiye’nin çok yönlü kalkınma hedeflerinde tüm kesimlere görev düştüğünü kaydederek, Türkiye’nin önündeki kalkınma hedeflerini tutturacak ve inovatif kalkınmayı sağlayacak ekosistemin üç bileşeninin bilimsel bilginin üretildiği üniversiteler, üretilen bilgiyi teknolojiye ve ürüne dönüştüren özel sektör ve düzenleyici, teşvik edici, kolaylaştırıcı rolüyle kamu olduğunu söyledi.
Özellikle millî bir sanayinin salgın döneminde daha da önemli hâle geldiğine işaret eden Yalçın, “Salgının ilk zamanlarında tıbbi cihaz ve malzeme konusunda dünyanın yaşadığı sıkıntılara karşın biz bu süreci büyük bir toplumsal dayanışma ile atlattık. Özel sektör ve kamu iş birliğiyle ürettiğimiz solunum cihazları sadece bize değil, bütün dünyaya nefes oldu. Teknolojiyi elinde tutan ve bu avantajı diğer ülkelere baskı ve şantaj nesnesine dönüştüren emperyal akla karşı, ham maddeden fikre, teknolojik altyapıdan mamul ürüne kadar çok yönlü, bağımsız ve kesintisiz bir stratejik üretimi geliştirmek zorundayız” değerlendirmesinde bulundu.
Dünyanın mücadele etmekle uğraştığı salgının önemli göstergeleri olduğunun ve yeni fırsatlar doğurduğunun altını çizen Yalçın, şöyle devam etti: “Yaşadığımız zorlu şartlar gösteriyor ki, hayati önemdeki stratejik ürünlerin başka bir ülkeye bağımlı olmadan üretilebilmesi, stratejik alanlarda temelin sağlam olması, teknolojik ve sınai bağımsızlık bir beka meselesidir. Bunu başarmanın birinci şartı ise çok katmanlı istişareler yapmaktan, başarılı planlamalar hazırlamaktan, bütün kesimlerle iş ve güç birliği tesis etmekten geçiyor.”
Sürdürülebilir kalkınmada kamu görevlilerinin her aşamada kritik görevler üstlendiğini vurgulayan Yalçın, uzun vadede master planlar yapacak, stratejik hedefleri belirleyebilecek yegâne organizasyonun kamu olduğunu dile getirdi.
Kamu görevlilerinin katkısının ve verimliliğinin artması için, kamu görevlilerinin yük olan değil, yük alan kalkınmanın temel yapı taşı olarak görülmesi gerektiğini belirten Yalçın, inisiyatif alabilen, fikir üretmekten çekinmeyen, fikri ve katkısı ödüllendirilen, iş güvencesi ve geçim kaygısı taşımayan, ehliyet-liyakat-kariyer konusunda mutmain bir kamu görevlisinin verimliliğinin bunların olmadığı bir vasata göre çok daha yüksek ve çok daha inovatif olacağını ifade etti.
Ali Yalçın, buna karşın Türkiye’nin 2023 Sanayi Strateji Belgesi’nde kamu görevlilerinin aktif rolü, özel misyonları ve birikimlerinin üniversite-özel sektör-kamu iş birliğinde oynayacağı rol bağlamında yeterince somutlaştırılmamış olmasının eksiklik olduğunu belirterek, planlamalarda bu hususların gözetilmesi gerektiğini kaydetti.
“Kalkınmış, gelişmiş ve daha müreffeh bir Türkiye’nin yolu, üçlü iş birliğini güçlendirmekten, kamu görevlilerinin mevcut sorunlarını çözmekten, niteliğini, hayat standardını, şevkini artırmaktan geçmektedir” diyen Yalçın, güçlü memurun güçlü Türkiye olduğunu sözlerine ekledi.
Aydın: Kamu, özel sektör ve akademi iş birliği gelişen ülkelerin işlettiği bir mekanizma
OSTİM Teknik Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Orhan Aydın, bir üretim merkezi olarak uzun yıllardır kafa yordukları ahilik değerleriyle buluşan akademi sanayi ve kamunun ortak çalışmalarının hayata geçiyor olmasının kendileri için çok değerli olduğunu belirtti. Kongrenin iş birliği konusunda hem farkındalık oluşturacağını hem de iş birliğini güçlendireceğini söyleyen Aydın, “Biz bu üçgeni çok önemsiyoruz. Bu, sadece bizim bir temennimiz değil, aslında gelişen ülkelerin işlettiği bir mekanizma. Bu bizim medeniyetimizde, geçmişte ahilik olarak konumlanan bir yapı, bunu yeniden hayata geçirmenin çabası içindeyiz. Bugün bunu bir üniversite ile bir memur sendikasının oluşturduğu bir kongrede konuşuyoruz. Bu bize bir yol gösterecektir” diye konuştu.
Yülek: Devlet kalkınmada her zaman öncü rol oynamıştır
OSTİM Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Yülek, iş birliğinde niteliği artıran tarafların bu kongre sayesinde bir araya gelerek kalkınmayı ele alacaklarını dile getirerek, “Çok çeşitli tecrübelere sahip akademisyenler, özel sektör ve bürokrasiden isimlerle önemli bir konuyu ele alacağız. Kongrenin konusu kalkınmayı ele almakla birlikte kalkınmada kamu görevlileri hangi rolü oynayabilir, bunu çeşitli defalar aramızda tartıştık ve bugünkü kongrenin tohumları atılmış oldu” ifadelerini kullandı.
Yülek, kamunun kalkınmada oynadığı role dikkat çekerek, şöyle konuştu: “Dünyada hangi örneğe bakarsak bakalım kalkınmada devlet her zaman öncü rol oynamıştır. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde de Osmanlı’da da bunun örneğini görüyoruz. Diğer bazı ülkelerde de bunun örneğini görmek mümkün. Bu kongrede tüm bunları ele alacağımız için önemli bir işe imza atmış oluyoruz. Memur-Sen’e ve üniversitemiz bünyesinde emeği geçenlere teşekkür ediyoruz.”
Yavuz: Kalkınmanın veri yönetimi olduğu yeni bir çağdayız
TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Faik Yavuz ise, kalkınmanın üç temel ayağı olan kamu, özel sektör ve üniversiteler arasındaki iş birliğinin geliştirilmesinin son derece önemli olduğunu ifade ederek, “Kalkınmanın veri yönetimi olduğu yeni bir çağdayız. Sanayi ile hizmetler sektörü arasındaki ilişki daha da derinleşiyor. Veri işleme ve derlemeyi hayatımızın merkezine koyuyoruz” şeklinde konuştu.
Dünyanın yeni bir yola girdiğini vurgulayan Yavuz, “Önümüzdeki dönemde ülkeler ikiye ayrılacak gibi geliyor. Birinci grupta veri üreten, verileri işleten, tüm bunlar için gerekli altyapıyı tesis eden ülkeler olacaktır. İkinci grupta ise daha verinin ne olduğunun farkında olmayan ülkeler yer alacak. İkinci gruptakiler ne olduğunu anlayana kadar ilk gruptaki ülkeler çoktan yol almış olacaktır” dedi.
Veri analizinin ve veri üretiminin yeni bir kalkınma faktörü olduğunu belirten Yavuz, kalkınmanın veri yönetimi olduğu yeni bir çağda olduklarını söyledi.
Açılış oturumunun ardından, akademisyen, bürokrat, özel sektör ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin yer aldığı paneller yapıldı.