Memur-Sen Ankara İl Temsilciliği’nin düzenlediği il divan toplantısı, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ve Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın’ın katılımıyla yapıldı.
Memur-Sen Genel Merkezi’nde yoğun bir katılımla gerçekleştirilen toplantıda konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Memur-Sen’in 1 milyonu aşan üye sayısı ve 11 sendikasıyla Türkiye'nin en büyük sivil toplum örgütlerinden biri olduğunu belirterek, “Memur-Sen’in gücü sadece üye sayısıyla sınırlı değildir. Sadece ne kadar geniş bir coğrafyada faaliyet gösterdiğiyle de sınırlı değildir. Memur-Sen, çalışma hayatının sorunlarıyla ilgilendiği kadar, kamuda emek mücadelesini verdiği kadar demokrasimize, millî iradeye de dört elle sarılan, sahip çıkan bir örgütlenmedir. Kamu sendikacılığının uzun yıllar önemsenmeyen bir alan olarak kaldığını sizler bizlerden daha iyi biliyorsunuz. Bu eksikliğin bilinciyle, Cumhurbaşkanımız liderliğinde, kamu görevlileri sendikacılığının güçlenmesi için önemli reformlara imza attık. Attığımız adımlarda her zaman sizlerden gelen taleplere kulak verdik; her bir düzenlemeyi de yine sizlerle istişare içinde hazırladık. 28 Şubat’ın o karanlık günlerinde kamu personelinin üzerinde Demokles’in kılıcı gibi sallanan kamuda kılık ve kıyafet yasaklarını biz kaldırdık. Aynı şekilde, inancından ötürü ötekileştirilen, türlü mağduriyetler yaşayan kamu personelimizin imdadına biz koştuk ve inanç özgürlüğü ve haklarıyla ilgili sağlam güvenceler getirdik. Kamu görevlilerimizin toplu sözleşme hakkını anayasal güvenceye biz kavuşturduk. Disiplin kurullarında sendika temsilcilerine yer vermenin yanında disiplin cezalarına yargı yolunu açtık. Geçici personel statüsünü sözleşmeliye dönüştürdük ve sendikaya üye olabilme hakkı tanıdık” dedi.
Memur-Sen’in her dönemde demokrasi ve millî iradeden yana tavır koyduğuna değinen Oktay, bu durumun bizzat şahidi olduğunu ifade ederek, sözlerine şöyle devam etti: “28 Şubat’ta dik duran sizlerdiniz. Gezi provokasyonunda, 15 Temmuz hain darbe girişiminde eğilmeyen yine sizlerdiniz. Suni sendika değiştirme eylemleriyle yürütülen karalama kampanyalarına, fitneye ve her türlü vesayete yine en güçlü cevabı kamu boyutunda Memur-Sen vermiştir.”
“Emekçilerimizin satın alma gücünü koruyacağız”
Türkiye Yüzyılı’nın emekçinin, alın teri dökenlerin ve çalışanların yüzyılı olacağını dile getiren Oktay, “Tüm çalışanlarımız, büyüyen Türkiye’nin artan refahından hak ettiği payı alacak. Kamuda liyakati esas alan yaklaşımımızı güçlendirerek sürdüreceğiz. Bu çerçevede liyakat ölçütlerini daha şeffaf bir şekilde ortaya koyan ve daha etkili uygulanmasını sağlayıcı mekanizmaları güçlendireceğiz. Bölgesel geçim endekslerini dikkate alarak kamu çalışanlarının sosyo-ekonomik koşullarının iyileştirilmesine yönelik çalışmalar yapacağız. Cumhuriyetimizin 100. yılında tüm emekçilerimizin satın alma güçlerinin korunmasına yönelik adımlar atmaya devam edeceğiz. Kamu görevlilerimiz için toplu sözleşme hakkını 2010 yılında anayasal güvenceye kavuşturmuş, 2012 yılında ise yasal düzenlemeleri gerçekleştirmiştik. O günden bugüne konfederasyon ve sendikalarımızla toplam 6 toplu sözleşme dönemi geçirerek kamu çalışanlarımızın mali ve sosyal haklarında yüzlerce iyileştirme yaptık. İnşallah Ağustos ayında da 7. Dönem Toplu Sözleşme’yi imzalayarak bu iyileştirmeleri daha da artıracağız. Sorunların, eksikliklerin bilincindeyiz; bunların da bertaraf edilmesi için yine birlikte çalışacağız” ifadelerini kullandı.
14 Mayıs’ın, kazanımların artarak sürmesi noktasında tarihî bir dönemeç olduğuna dikkat çeken Oktay, şunları söyledi: “14 Mayıs seçimleri, Türkiye ileri mi gidecek yoksa hem kamunun hem siyasetin düğümlendiği yıllara mı dönecek, bunun belirleneceği tarihtir. Kendinden olmayanı dışlayan, kamu görevlisine parmak sallayan CHP zihniyetiyle emeği baş tacı edenler arasında bir seçimdir. Kimsenin ekmeğiyle oynamayacağız diye söz verip belediyelerde personel kıyımı yapan bunlar değil mi? Belediye kadrolarını bölücü terör örgütünün uzantıları başta olmak üzere yandaşlarına peşkeş çeken bunlar değil mi? Kendileriyle aynı ideolojik çizgidekiler dışında hiçbir sendikanın, hiçbir STK’nın faaliyet yürütmesine müsaade etmeyen de bunlar. Bu garabet zihniyetin belediyelerde ortaya koyduğu yaklaşım aslında ülkeyi geriye götürecek yönetim anlayışlarının bir örneği.”
Yalçın: Emek ve hürriyet birbirinden ayrılmaz dedik, emek kadar hürriyeti de savunduk
Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, ideolojik sendikacılığa karşı müzakereye ve mücadeleye dayalı hizmet sendikacılığını şiar edindiklerini kaydederek, “Mücadelemiz, emeğin değerini bulması, alın terinin karşılığını alması içindir. Mücadelemiz, aynı zamanda Türkiye’nin korku tünelinden çıkması, ham demokrasinin tam demokrasi olması, milletin değerleriyle uğraşanlara karşı milletin değerlerini baş tacı edip millet iradesinin yanında olmaktır” diye konuştu.
Memur-Sen olarak, hep milletten yana olduklarını vurgulayan Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tercihimiz her zaman milletin yanında olmak, millet iradesini tam ve kâmil kılmak, ham demokrasiden tam demokrasiye geçmekten yana oldu. Memur-Sen olarak, Türkiye’nin demokratikleşmesinde çok büyük payımız var. Kurulduğumuz yıllar eski Türkiye’nin en karanlık dönemine denk geldi. Müesses nizam milletle, millet iradesiyle ve milletin değerleriyle savaş hâlindeydi. Emek ve hürriyet birbirinden ayrılmaz dedik, emek kadar hürriyeti de savunduk. Biz vesayet rejimine karşı milletin değerlerini, iradesini, özgürlüğünü savunduk. Kamu görevlilerine kazandıracağımız en değerli kazanım şüphesiz üzerimizdeki vesayet perdesini yırtıp atmaktı. Biz de öyle yaptık.”
Memur-Sen’in örgütlü gücüyle demokrasi mücadelesinin en önde gelen sivil toplum hareketlerinden biri olduğunu belirten Yalçın, “Bin yıl sürecek denen 28 Şubat vesayetini meydanlarda eylemlerle, topladığımız 12 milyon 300 bin imzayla, yasama süreçlerine katkılarımızla, gayret ve girişimlerimizle 10 senede yırtıp attık. 12 Eylül darbe anayasasına karşı sivil anayasayı, 28 Şubat’a karşı temel özgürlükleri ve sivil siyaseti, ‘Savunan Adam’ı, darbe planlarına, gece yarısı muhtıralarına karşı millet iradesini, ‘Uzun Adam’ı, 15 Temmuz işgal ve darbe girişimine karşı irademizi, vatanımızı, varlığımızı, bekamızı savunduk. Bu ülkeye nefes aldıracak, vesayetin kör düğümlerini çözecek referandumların tamamına destek olduk. Ortak akıl mitingleriyle, sivil anayasa çalışmalarımızla vesayetin çarklarını tek tek kırdık. Darbecilerin kuklaları olan 5’li çeteyle de, onların apoletli sendikacılıklarıyla da mücadele ettik. Terör örgütleri üzerinden denenen vesayete karşı da meydanlarda biz vardık. Üniversitelerde YÖK üzerinden, yargıda HSYK üzerinden kurulmak istenen bürokratik vesayetle yine biz mücadele ettik” diye konuştu.
Beklentimiz daha adil bir gelir dağılımı, daha fazla memnuniyet üreten bir yasadır
Kamu görevlilerinin beklentilerini sıralayan Yalçın, memnuniyetin artması için toplu sözleşme kanununun revize edilmesi ve ücret artışının yapılması gerektiğini söyleyerek, “4688 sayılı Kanun’da değişiklik yapılmasını elzem görüyoruz. Bunun için bizler memnuniyetin artması, daha fazla çözüm üreten bir toplu sözleşme masası için toplu sözleşmenin kapsamının genişletildiği, tutanak düzenine geçildiği, sürenin artırıldığı, hakem heyeti aritmetiğinin düzeltildiği, örgütlenme özgürlüğünün genişlediği, grev hakkının temin edildiği, kanundaki çarpıklığın düzeldiği, masadaki adaletsizliğin giderildiği, dayanışma aidatının geldiği zeminin temin edilmesini istiyoruz” dedi.
Ali Yalçın, kamu görevlilerinin çözüm bekleyen sorunlarının olduğuna dikkat çekerek, şöyle konuştu: “1. dereceye yükselen tüm kamu görevlilerinin ek göstergelerinin 3600’e çıkarılmasını, kamudaki avukatlar, şube müdürleri, müdürler, mühendisler, vaizler, murakıplar, uzmanlar ve diğer teknik personel ile idari personelin beklentilerini karşılayacak iyileştirmelerin sağlanmasını, kamu görevlilerine de bayram ikramiyesi verilmesini, özelleştirme sonrası sözleşmeli olarak çalışan kamu görevlilerinin zorunlu emekli olma durumlarına son verilmesini, SGK personeline ilave tazminat verilmesini, yardımcı hizmetler sınıfı personelinin genel idare hizmetleri sınıfına geçirilmesini istiyoruz. Art arda yaşadığımız depremlerde, bölgede görevli olan kamu görevlilerine fazla çalışma ücreti ve tazminatların tavan miktar üzerinden ödenmesini, üniversite idari personelinin kurumlar arası yer değişikliği hakkının gecikmeden hayata geçirilmesini, Gençlik ve Spor Bakanlığı’na 24 saat esaslı hizmet üreten yurt, kamp, sporcu eğitim ve gençlik merkezlerinde görevli kamu görevlilerine nöbet ücreti ödenmesini, Sağlık Bakanlığı’nda görev yapan sağlık çalışanları ile araştırmacı kadrolarında görev yapan sağlık çalışanlarının ek ödeme sorununun giderilmesini, millî muharip uçağı, barajlar, hızlı tren ve hava meydanları gibi rüya projeleri hayata geçiren teknik personelin, şube müdürlerinin, şeflerin ve memurların alım gücünün artırılmasını istiyoruz.”
Şahin: Kazanımlarımızı anlatarak gücümüzü büyütüyoruz
Memur-Sen Ankara İl Temsilcisi ve Eğitim-Bir-Sen 3 No’lu Şube Başkanı Zahit Şahin ise, teşkilat olarak kazanımları anlatarak kamu görevlilerini Memur-Sen’e davet ettiklerini belirterek, “Kamu görevlileri sözleşmeliliğe kadro düzenlemesinden, ek göstergeden, özlük haklarındaki iyileştirmelerden ve diğer pek çok kazanımdan dolayı Memur-Sen’in gayretini takdir ediyor. Bu takdirin bir yansımasını biz üye artış grafiğimizde görebiliyoruz. Son yıllardaki önemli kazanımlarımız başta olmak üzere, yıllardır ilmek ilmek örerek inşa ettiğimiz kazanımlarımızı anlattığımızda Memur-Sen’e olan destek artacaktır. Biz inşallah 15 Mayıs’ta başta Ankara olmak üzere tüm Türkiye’de üye sayımızın daha da arttığını ve daha güçlü bir şekilde masaya oturacağımızı göreceğiz” ifadelerini kullandı.